Ceza Nedir Özel Eğitimde ?

cigdem

Global Mod
Global Mod
Ceza Nedir Özel Eğitimde? – Bir Kalbin Hikâyesi

Merhaba sevgili forumdaşlar,

Bugün size içimde uzun zamandır taşıdığım bir hikâyeyi anlatmak istiyorum. Belki siz de kendi sınıfınızda, kendi çocuğunuzla ya da kendi hayatınızda benzer duygular yaşamışsınızdır. Bazen bir öğretmenin kalbiyle bir çocuğun sessizliğinde buluştuğu o an, kelimelerden çok daha derin şeyler anlatır. “Ceza nedir özel eğitimde?” diye sorduğumuzda, cevabı kitaplarda değil, kalbimizde buluruz aslında.

---

Hikâyenin Başlangıcı: Küçük Bir Sınıf, Büyük Bir Kalp

O sabah sınıfa girdiğinde, Mehmet öğretmen her zamanki gibi tahtaya büyük harflerle “GÜNAYDIN” yazdı. Ses tonu netti, planı belliydi. O bir strateji adamıydı — düzenli, çözüm odaklı, her soruna bir formül bulmaya çalışan bir öğretmen. Karşısında, sıraların en arkasında oturan Ege vardı. Sekiz yaşında, otizm spektrumunda bir çocuk. Gözleri bazen boşluğa dalar, bazen bir kalemin ucuna takılı kalırdı.

Ege o gün, birden defterini fırlattı. Sınıfta yankılanan o ses, Mehmet öğretmenin içindeki düzen duvarına çarptı. Diğer öğrenciler irkildi. “Ege! Neden yaptın bunu?” dedi Mehmet öğretmen, sesi istemsizce biraz yükselmişti. O anda sessizlik çöktü. Ege’nin elleri titredi, dudakları büküldü. Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.

Tam o sırada kapıdan içeri Elif öğretmen girdi. Sınıfın özel eğitim sorumlusuydu. Gözleriyle Ege’yi süzdü, sonra sessizce yanına yaklaştı. Eğildi, elini çocuğun omzuna koydu. “Kızgınsın, değil mi Ege?” dedi yumuşak bir sesle. “Kızgın olduğunda anlatmak zor, biliyorum.” Ege, ağlamayı kesti. Sadece başını salladı.

---

Strateji ve Kalp Arasındaki Fark

Mehmet öğretmen, sınıfın diğer köşesinden bu sahneyi izlerken kendi içinde bir sorguya düştü. “Ceza vermek mi gerek?” diye düşündü. Çünkü düzeni bozulmuştu, çünkü diğer öğrenciler etkilenmişti. Ama Elif öğretmen o anda başka bir yol izliyordu.

“Elif,” dedi Mehmet öğretmen, teneffüs zili çaldığında, “Böyle davranırsa nasıl kontrol edeceğiz sınıfı? Sonuçta bir sınır olmalı.”

Elif hafifçe gülümsedi. “Haklısın, sınır olmalı ama o sınırı duvar gibi değil, kucak gibi kurmalıyız. Ceza, bazen bir duvar olur. Ama özel çocuklar, o duvarın ötesine geçemezler. Onlara köprü lazım, Mehmet.”

Mehmet öğretmen sustu. O an anladı ki ceza, bir davranışı durdurabilir ama bir kalbi onaramaz.

---

Ceza mı? Yoksa Rehberlik mi?

Ertesi gün Ege yine zorluk yaşadı. Bu sefer tahtadaki yazıları silmek istemedi. Mehmet öğretmen derin bir nefes aldı. Artık planını değiştirmeye karar vermişti. Yanına yaklaştı, diz çöküp göz hizasına indi.

“Ege, bugün zorlanıyorsun galiba. Hangisini yapalım biliyor musun? Ben silerim, sen bana yardım et. Birlikte yapalım, olur mu?”

Ege şaşkınlıkla baktı, sonra eline silgiyi aldı. O an sınıfta sessiz bir mucize gerçekleşti. Mehmet öğretmen o gün ilk defa “ceza” yerine “rehberlik” kelimesinin gücünü hissetti.

---

Bir Kadının Şefkati, Bir Erkeğin Dönüşümü

Günler geçtikçe Mehmet öğretmen değişti. Artık her kriz anında kendine şu soruyu soruyordu: “Bu çocuk neden böyle davranıyor?” Elif öğretmen onun yanındaydı hep. Birlikte her davranışın ardındaki duyguyu çözmeye çalıştılar.

Bir gün Elif ona şöyle dedi: “Ceza, duygusal olarak geri çekilme yaratır. Çocuk ‘Ben kötüyüm’ der. Oysa destek, ‘Ben değerliyim, ama yanlış yaptım’ dedirtir.”

Mehmet öğretmen o cümleyi hiç unutmadı. Artık sınıfında bir çocuk hata yaptığında, “neden böyle davrandın?” yerine “nasıl hissediyorsun?” diye sormaya başladı.

---

Bir Çocuğun Sessiz Teşekkürü

Bir sabah, Ege sınıfa küçük bir resimle geldi. Kâğıtta bir kalp vardı, iki insan el ele tutuşuyordu. Üstüne büyük harflerle şunu yazmıştı:

“BENİ KIZMADAN ANLADIĞIN İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.”

O kâğıt, Mehmet öğretmenin yıllarca aldığı tüm ödüllerden daha değerliydi. Çünkü orada “cezasız eğitimin” kalbe dokunan bir kanıtı vardı.

---

Forumdaşlara Soruyorum: Sizce Ceza Nedir?

Sevgili forumdaşlar, siz hiç böyle bir an yaşadınız mı?

Bir çocuğun gözlerinde öfke değil de korku gördüğünüz, sonra da “acaba ben mi fazla serttim?” diye kendinizi sorguladığınız oldu mu?

Benim için özel eğitimde ceza, yalnızca bir kelime değil; yanlış anlaşılmış bir kavram. Çünkü bazen ceza, bir çocuğu susturur ama anlamaz.

Bazen sessizliği başarı sanırız ama aslında kalbi kırarız.

Eğitimde disiplin elbette gerekir. Fakat özel eğitimde “ceza” değil, “empatiyle inşa edilen sınırlar” işe yarar. Her davranışın bir nedeni, her çocuğun bir hikâyesi vardır.

---

Son Söz: Ceza Kalbe Değdiğinde Öğretmen de Öğrenir

Ceza vermek kolaydır; birkaç saniyede söylenir, birkaç dakikada uygulanır.

Ama bir çocuğun güvenini yeniden kazanmak bazen aylar sürer.

Özel eğitimde ceza, aslında bir öğretmenin sabrını değil, sevgisini sınar.

O yüzden, eğer bir gün karşınızda davranış problemi yaşayan bir çocuk varsa, önce bir durun.

Derin bir nefes alın.

Ve kendinize şunu hatırlatın:

“Ceza değil, anlayış iyileştirir.”

---

Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz?

Sizce özel eğitimde ceza tamamen kaldırılmalı mı, yoksa belirli sınırlar içinde mi kullanılmalı?

Ege’nin hikâyesi size ne hissettirdi?

Belki siz de bir gün benzer bir an yaşadınız… Belki bir öğrenciniz, bir çocuğunuz ya da bir kardeşinizle.

Paylaşın lütfen. Çünkü her hikâye, başka bir öğretmene ilham olabilir.

Ve belki de bir çocuğun kalbine ulaşmanın en güzel yolu, tam da burada – birbirimizi dinlemekten geçer.