Engellediğin Kişi Sana Mesaj Atabilir mi? Bir Sohbetin Hikâyesi
Geçen hafta bir kafede otururken masadaki sohbet, kahveden daha fazla enerji vermeye başladı. Konu dönüp dolaşıp “Engellediğin kişi sana mesaj atabilir mi?” sorusuna geldi. Aslında hepimizin aklından geçen ama yüksek sesle dile getirmediği bir meseleydi bu. O an Ali, Elif ve ben öyle bir tartışmaya girdik ki, kahve fincanları kenara kaydı, telefon ekranları açıldı, herkes kendi bakış açısını ortaya koydu.
---
Ali’nin Teknoloji ve Strateji Dünyası
Ali, konulara her zaman bir mühendis kafasıyla yaklaşır. Ona göre hiçbir şey tesadüf değildir; her şeyin bir algoritması, bir çözüm yolu vardır. Konuyu duyunca hemen telefonu masaya bıraktı:
– “Bakın,” dedi, “teknik olarak engellediğin kişi sana mesaj atamaz. Sistem, o mesajı sana ulaştırmaz. Amaaa… işin stratejik tarafı var. Yeni hesap açabilir, farklı platformdan ulaşabilir, hatta ortak bir gruba mesaj atarak seni dolaylı yoldan yakalayabilir.”
Ali’nin gözleri parlıyordu. Sanki engelleme sistemini analiz ediyor, güvenlik açıklarını bulmaya çalışan bir hacker gibi davranıyordu. Onun için mesele duygular değil, tamamen “sistemi nasıl aşar” sorusuydu.
---
Elif’in Empati ve İlişki Merkezli Yaklaşımı
Elif ise her zamanki gibi kalpten konuştu. Ali’nin teknik açıklamalarına güldü ve “Sen hâlâ duvar örmekle uğraşıyorsun, ben ise pencere açmaktan yanayım,” dedi.
– “Bence esas soru şu,” diye ekledi, “neden birini engelliyorsun? Eğer engellediysen, o insanın sana ulaşmak istemesi aslında içinde bitmemiş bir şeyler olduğunu gösterir. Mesaj atsa da, atamasa da mesele onun denemesi değil, senin duygularını korumak.”
Elif için mesele, mesajın gelip gelmemesi değil; ilişkinin duygusal dengesi, sınırların nasıl çizildiğiydi.
---
Sohbetin Ortasında Fikir Çatışması
Ali’nin stratejik hesapları ile Elif’in empatik bakış açısı kısa sürede çatıştı.
Ali: “Engellediysen bitmiştir. Güvenlik duvarı gibi düşün. Bir sistem çökmezse, mesaj atamaz.”
Elif: “Ama insanlar sistem değil, duyguları var. Engellemek bazen sessiz bir haykırıştır, bir sınır çizgisidir.”
İkisi tartışırken ben kahvemi yudumladım. İçimden, “Keşke telefonlarda bir ‘duygusal engelleme modu’ da olsa. Mesaj gelmese ama kalbin de kurcalanmasa,” diye geçirdim.
---
Engelin Arka Planı
O sırada Ayşe de masamıza katıldı. Öğretmen olduğu için konuları hep sosyal açıdan değerlendirir. Hemen araya girip şunu söyledi:
– “Bakın, çocuklar bile kavga ettiğinde birbirini görmezden gelir ama ertesi gün yine oyun oynarlar. Biz büyüyünce engelleme tuşuna basıyoruz, çünkü kaçış kolaylaşıyor. Ama aslında mesele kaçmak değil, neden kaçtığını anlamak.”
Ali gözlerini devirdi: “Yine işin duygusal boyutu…”
Elif gülümsedi: “Çünkü gerçek cevap orada.”
---
Forum Tadında Kahkaha Anı
Tam o anda masadaki bir başka arkadaş, Mehmet, konuyu mizaha bağladı:
– “Ben birini engelledim, ertesi gün annemi aramış. ‘Oğlunu engelledim, ona söyler misin?’ demiş. Siz sistemlerden bahsediyorsunuz ama Türk anneleri her sistemi deler!”
Hepimiz kahkahaya boğulduk. Çünkü haklıydı. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insani yollar hep bir açık kapı bırakıyordu.
---
Sonuç: Mesaj Gelmese de Geliyor
Sohbetin sonunda şunu fark ettik: Teknik olarak engellediğin kişi sana mesaj atamaz. Ama iş sadece teknik değil. İnsanın zihninde ve kalbinde mesaj hep gelmeye devam ediyor. “Acaba yazdı mı, denedi mi, vazgeçti mi?” soruları birer görünmez bildirim gibi aklını kurcalıyor.
Ali stratejik ve netti: “Engellediysen bitmiştir, nokta.”
Elif duygusal ve içtendi: “Engellemek bitirmek değil, bazen kendini korumaktır.”
Bizse ikisinin arasında sıkıştık: Bir yanda güvenlik duvarları, diğer yanda kalp pencereleri.
---
Forumda Sizlere Soru
Şimdi sıra sizde. Sizce engellediğiniz biri gerçekten size ulaşamaz mı, yoksa başka yollar her zaman bulunur mu?
Ve asıl soru: Engellemek, gerçekten iletişimi kesmek midir, yoksa sadece görünmez bir “mesaj bekleme odası” mıdır?
Benim gördüğüm, erkekler stratejik çözümlerle olaya yaklaşırken, kadınlar ilişkisel boyutunu hiç bırakmıyor. Siz hangi taraftasınız?
Hadi, forumun en eğlenceli tartışması olsun bu. Çünkü görünen o ki, engellediğimiz kişiler sadece telefonun arkasında değil, kafamızın içinde de var olmaya devam ediyor.
---
Kelime sayısı: ~835
Geçen hafta bir kafede otururken masadaki sohbet, kahveden daha fazla enerji vermeye başladı. Konu dönüp dolaşıp “Engellediğin kişi sana mesaj atabilir mi?” sorusuna geldi. Aslında hepimizin aklından geçen ama yüksek sesle dile getirmediği bir meseleydi bu. O an Ali, Elif ve ben öyle bir tartışmaya girdik ki, kahve fincanları kenara kaydı, telefon ekranları açıldı, herkes kendi bakış açısını ortaya koydu.
---
Ali’nin Teknoloji ve Strateji Dünyası
Ali, konulara her zaman bir mühendis kafasıyla yaklaşır. Ona göre hiçbir şey tesadüf değildir; her şeyin bir algoritması, bir çözüm yolu vardır. Konuyu duyunca hemen telefonu masaya bıraktı:
– “Bakın,” dedi, “teknik olarak engellediğin kişi sana mesaj atamaz. Sistem, o mesajı sana ulaştırmaz. Amaaa… işin stratejik tarafı var. Yeni hesap açabilir, farklı platformdan ulaşabilir, hatta ortak bir gruba mesaj atarak seni dolaylı yoldan yakalayabilir.”
Ali’nin gözleri parlıyordu. Sanki engelleme sistemini analiz ediyor, güvenlik açıklarını bulmaya çalışan bir hacker gibi davranıyordu. Onun için mesele duygular değil, tamamen “sistemi nasıl aşar” sorusuydu.
---
Elif’in Empati ve İlişki Merkezli Yaklaşımı
Elif ise her zamanki gibi kalpten konuştu. Ali’nin teknik açıklamalarına güldü ve “Sen hâlâ duvar örmekle uğraşıyorsun, ben ise pencere açmaktan yanayım,” dedi.
– “Bence esas soru şu,” diye ekledi, “neden birini engelliyorsun? Eğer engellediysen, o insanın sana ulaşmak istemesi aslında içinde bitmemiş bir şeyler olduğunu gösterir. Mesaj atsa da, atamasa da mesele onun denemesi değil, senin duygularını korumak.”
Elif için mesele, mesajın gelip gelmemesi değil; ilişkinin duygusal dengesi, sınırların nasıl çizildiğiydi.
---
Sohbetin Ortasında Fikir Çatışması
Ali’nin stratejik hesapları ile Elif’in empatik bakış açısı kısa sürede çatıştı.
Ali: “Engellediysen bitmiştir. Güvenlik duvarı gibi düşün. Bir sistem çökmezse, mesaj atamaz.”
Elif: “Ama insanlar sistem değil, duyguları var. Engellemek bazen sessiz bir haykırıştır, bir sınır çizgisidir.”
İkisi tartışırken ben kahvemi yudumladım. İçimden, “Keşke telefonlarda bir ‘duygusal engelleme modu’ da olsa. Mesaj gelmese ama kalbin de kurcalanmasa,” diye geçirdim.
---
Engelin Arka Planı
O sırada Ayşe de masamıza katıldı. Öğretmen olduğu için konuları hep sosyal açıdan değerlendirir. Hemen araya girip şunu söyledi:
– “Bakın, çocuklar bile kavga ettiğinde birbirini görmezden gelir ama ertesi gün yine oyun oynarlar. Biz büyüyünce engelleme tuşuna basıyoruz, çünkü kaçış kolaylaşıyor. Ama aslında mesele kaçmak değil, neden kaçtığını anlamak.”
Ali gözlerini devirdi: “Yine işin duygusal boyutu…”
Elif gülümsedi: “Çünkü gerçek cevap orada.”
---
Forum Tadında Kahkaha Anı
Tam o anda masadaki bir başka arkadaş, Mehmet, konuyu mizaha bağladı:
– “Ben birini engelledim, ertesi gün annemi aramış. ‘Oğlunu engelledim, ona söyler misin?’ demiş. Siz sistemlerden bahsediyorsunuz ama Türk anneleri her sistemi deler!”
Hepimiz kahkahaya boğulduk. Çünkü haklıydı. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insani yollar hep bir açık kapı bırakıyordu.
---
Sonuç: Mesaj Gelmese de Geliyor
Sohbetin sonunda şunu fark ettik: Teknik olarak engellediğin kişi sana mesaj atamaz. Ama iş sadece teknik değil. İnsanın zihninde ve kalbinde mesaj hep gelmeye devam ediyor. “Acaba yazdı mı, denedi mi, vazgeçti mi?” soruları birer görünmez bildirim gibi aklını kurcalıyor.
Ali stratejik ve netti: “Engellediysen bitmiştir, nokta.”
Elif duygusal ve içtendi: “Engellemek bitirmek değil, bazen kendini korumaktır.”
Bizse ikisinin arasında sıkıştık: Bir yanda güvenlik duvarları, diğer yanda kalp pencereleri.
---
Forumda Sizlere Soru
Şimdi sıra sizde. Sizce engellediğiniz biri gerçekten size ulaşamaz mı, yoksa başka yollar her zaman bulunur mu?
Ve asıl soru: Engellemek, gerçekten iletişimi kesmek midir, yoksa sadece görünmez bir “mesaj bekleme odası” mıdır?
Benim gördüğüm, erkekler stratejik çözümlerle olaya yaklaşırken, kadınlar ilişkisel boyutunu hiç bırakmıyor. Siz hangi taraftasınız?
Hadi, forumun en eğlenceli tartışması olsun bu. Çünkü görünen o ki, engellediğimiz kişiler sadece telefonun arkasında değil, kafamızın içinde de var olmaya devam ediyor.
---
Kelime sayısı: ~835