İngiltere Hindistanı Ne Zaman Sömürdü ?

Baris

Yeni Üye
İngiltere'nin Hindistan'ı Sömürmesi: Tarihsel Bir İnceleme

Giriş

İngiltere'nin Hindistan'ı sömürgeleştirmesi, tarihsel olarak önemli bir dönemi ve büyük bir imparatorluk kurma sürecini temsil eder. Hindistan'ın İngiltere tarafından sömürgeleştirilmesi, sadece Hindistan'ın tarihini değil, dünya tarihini de derinden etkileyen bir olaydır. Bu makalede, İngiltere'nin Hindistan'ı ne zaman ve nasıl sömürgeleştirdiği, bu sürecin gelişimi ve sonuçları ele alınacaktır.

İngiltere'nin Hindistan'a Girişinin Başlangıcı

İngiltere, Hindistan ile ilk temaslarını 16. yüzyılın sonlarına doğru kurmaya başladı. 1600 yılında, İngiltere Krallığı, Hindistan'a ticaret yapmak amacıyla Doğu Hindistan Şirketi'ni kurdu. Bu şirket, başlangıçta sadece ticaretle ilgileniyor olsa da, zamanla Hindistan'daki ekonomik, askeri ve siyasi etkinliğini arttırarak sömürgecilik faaliyetlerine adım atmıştır. Hindistan'da ve çevresinde daha fazla toprak ve kaynak kazanma arayışı, İngiltere'nin yerel hükümetler ve krallıklarla ilişkilerini daha karmaşık hale getirmiştir.

Hindistan'daki İngiliz Etkisi ve Sömürgecilik Dönemi

İngiltere, Hindistan'daki etkisini, 18. yüzyılın ortalarında, özellikle de 1757'deki Plassey Muharebesi'nde kesin olarak sağlamıştır. Bu savaşta, İngiltere Doğu Hindistan Şirketi, Bengal hükümdarı Siraj-ud-Daula'ya karşı zafer kazanarak, Hindistan'daki ilk büyük toprak kazanımını elde etmiştir. Bu zaferin ardından, İngiltere Hindistan'da askeri ve ticari gücünü artırarak, yerel hükümetlere daha fazla müdahalede bulunmaya başlamıştır.

1757'deki Plassey zaferi, Hindistan'daki İngiliz sömürge yönetiminin temelini atmış ve Hindistan'ın büyük bir kısmı yavaşça İngiltere'nin kontrolüne girmeye başlamıştır. 1857'deki Hindistan Ayaklanması, yani Sepoy İsyanı, Hindistan'da İngiliz yönetimine karşı büyük bir direniş hareketine dönüşmüş olsa da, bu isyanın bastırılması, İngiltere'nin Hindistan'daki kontrolünü daha da pekiştirmiştir. 1858'de Hindistan, İngiltere Krallığı'na doğrudan bağlı bir koloniyi oluşturan Britanya Hindistanı adı altında yönetilmeye başlanmıştır.

Hindistan'ın Sömürgeleştirilmesinin Ekonomik Boyutları

İngiltere'nin Hindistan'ı sömürgeleştirmesinin en belirgin etkilerinden biri, Hindistan'ın ekonomik kaynaklarının İngiltere'ye aktarılmasıdır. İngiltere, Hindistan'dan hammadde, gıda, pamuk, ipek, baharat gibi değerli ürünleri alırken, Hindistan'da İngilizlerin yerleşik olduğu fabrikalar kuruldu. Bu fabrikalarda üretilen ürünler, dünya pazarlarında satılmak üzere Avrupa'ya gönderiliyordu. Hindistan, İngiltere için büyük bir hammadde kaynağı, ucuz iş gücü ve bir pazar haline gelmiştir.

İngiltere'nin Hindistan'ı sömürgeleştirme süreci, Hindistan'ın yerel sanayisinin çökmesine neden olmuş, geleneksel el sanatları ve tekstil endüstrileri büyük zararlar görmüştür. Bu, Hindistan halkının ekonomik durumunu oldukça zorlaştırmıştır. Ayrıca, İngiltere'nin uyguladığı vergi politikaları, yerel halkın geçim kaynaklarını daha da tehdit etmiştir. Birçok çiftçi, ekim yapmak için gerekli olan toprakları kaybetmiş ve borçlanmış, bu da kıtlıkların ve açlıkların artmasına yol açmıştır.

Hindistan'da Sosyal ve Kültürel Değişimler

İngiltere'nin Hindistan'daki varlığı, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel düzeyde de önemli değişimlere yol açmıştır. Hindistan'da İngiltere'nin etkisiyle batı tarzı eğitim, hukuk ve yönetim sistemleri uygulanmaya başlanmış, bu da Hindistan'da bir aydın sınıfının oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu sınıf, zamanla Hindistan'da bağımsızlık hareketlerinin öncüsü haline gelmiştir.

Ancak, İngiltere'nin Hindistan'a dayattığı kültürel değerler, Hindistan'ın geleneksel yapısına da zarar vermiştir. İngilizler, Hindistan'ın dini ve kültürel çeşitliliğini hiçe sayarak, kendi dilini ve yaşam tarzını egemen kılmaya çalışmışlardır. Bu durum, zaman içinde Hindistan halkında büyük bir tepkiye yol açmış ve Hindistan'da bağımsızlık için verilen mücadeleyi daha da körüklemiştir.

Hindistan'ın Bağımsızlık Mücadelesi

İngiltere'nin Hindistan'ı sömürgeleştirmesi, uzun bir direniş süreciyle karşılaşmıştır. 19. yüzyılın sonlarına doğru, Hindistan'da bağımsızlık için ilk ciddi adımlar atılmaya başlanmıştır. 1885'te kurulan Hindistan Ulusal Kongresi (INC), başlangıçta İngiliz hükümetiyle işbirliği yapmak amacıyla kurulmuş olsa da, zamanla bağımsızlık mücadelesinin öncüsü haline gelmiştir.

Hindistan'daki bağımsızlık hareketinin liderlerinden Mahatma Gandhi, şiddetsiz direnişin savunucusu olarak, İngiltere'ye karşı halkın kitlesel direnişini organize etmiştir. Gandhi'nin önderliğinde gerçekleştirilen Tuz Yürüyüşü, Boykotlar ve Sivil İtaatsizlik Eylemleri, Hindistan'daki halkın İngiliz yönetimine karşı gösterdiği direnişi uluslararası alanda duyurmuş ve İngiltere'nin Hindistan'daki sömürge yönetimini zayıflatmıştır.

1947'de Hindistan, uzun süren mücadelenin ardından bağımsızlık kazanmış ve Britanya Hindistanı'nın sona erdiği bir döneme girilmiştir. Hindistan, bağımsızlığını kazanırken, ülke içinde büyük bir bölünme yaşanmış ve Hindistan, Pakistan ve Bangladeş olarak üç ayrı devlet haline gelmiştir.

Sonuç

İngiltere'nin Hindistan'ı sömürgeleştirmesi, tarihsel olarak büyük bir etkiye sahip olmuştur. Hem İngiltere hem de Hindistan için önemli sosyal, kültürel ve ekonomik değişimlere yol açan bu süreç, aynı zamanda Hindistan'daki bağımsızlık mücadelesinin temellerini atmıştır. Hindistan, 1947'de bağımsızlık kazandığında, İngiltere'nin sömürgecilik tarihindeki en büyük başarılarından biri sona ermiş oluyordu. Ancak bu sürecin yarattığı ekonomik, kültürel ve toplumsal etkiler, Hindistan'ın tarihinde ve küresel alandaki rolünde uzun yıllar devam etmiştir.