Kognitif Yaklaşım Nedir ?

cigdem

Global Mod
Global Mod
Kognitif Yaklaşım Nedir?

Kognitif yaklaşım, insan zihninin nasıl çalıştığını, bilgiyi nasıl işlediğini, depoladığını ve hatırladığını anlamaya yönelik bir psikolojik teoridir. Bu yaklaşım, bireylerin çevrelerinden aldıkları bilgiyi anlamlandırma ve problem çözme süreçlerine odaklanır. Kognitif psikoloji, insan davranışını yalnızca dışsal uyaranlara tepki olarak görmek yerine, zihinsel süreçlerin (düşünme, algılama, bellek, öğrenme ve dil kullanma gibi) nasıl şekillendiğine dair derinlemesine bir inceleme sunar.

Kognitif yaklaşım, 20. yüzyılın ortalarında davranışçılığa karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Davranışçılar, insan davranışını çevresel faktörlerin ve uyarıcılara verilen tepkilerin şekillendirdiğini savunurken, kognitif psikoloji zihinsel süreçlerin bu davranışları nasıl yönlendirdiğine dair bir anlayış geliştirmiştir. Kognitif yaklaşım, insan beyninin bir bilgisayar gibi çalıştığını öne sürer; bilgi alınır, işlenir ve çıktı üretilir.

Kognitif Psikolojinin Temel İlkeleri

Kognitif yaklaşımın temel ilkeleri, insan zihninin aktif bir bilgi işleme sistemine sahip olduğunu ve bireylerin çevrelerinden aldıkları verileri çeşitli süreçler aracılığıyla anlamlandırdığını vurgular. Bu ilkelere göre:

1. **Bilinçli ve Bilinçdışı Zihinsel Süreçler**: İnsanlar, çevrelerinden aldıkları bilgileri bilinçli bir şekilde işleyebilirken, bir kısmı ise otomatik ve bilinçdışı süreçler olarak işler. Bu, örneğin alışkanlıklar ve refleksler gibi bilinç dışı zihinsel süreçleri içerir.

2. **Bilgi İşleme**: İnsanlar dış dünyadan aldıkları verileri bir dizi işlemden geçirir: algılama, anlama, hatırlama, karar verme ve problem çözme gibi. Bu süreçler, insanın çevresine nasıl tepki verdiğini belirler.

3. **Bellek ve Öğrenme**: Kognitif psikoloji, bellek süreçlerinin nasıl işlediği konusunda derinlemesine çalışmalar yapar. İnsanlar, bilgiyi depolama, düzenleme ve hatırlama işlemlerinde çeşitli stratejiler kullanırlar.

4. **Düşünme ve Problem Çözme**: İnsanlar düşünme süreçlerini kullanarak problem çözme, karar verme ve çözüm üretme aşamalarını gerçekleştirir. Bu süreçlerin kognitif psikoloji tarafından incelenmesi, insan zihninin nasıl işlediğine dair geniş bir anlayış oluşturur.

Kognitif Yaklaşımın Tarihsel Gelişimi

Kognitif yaklaşımın tarihçesi, psikolojinin diğer alanlarıyla etkileşim içinde şekillenmiştir. 19. yüzyılın sonlarına doğru, psikoloji büyük ölçüde davranışçılık ve fizyolojik psikoloji üzerine yoğunlaşmışken, kognitif psikoloji, 1950'lerin sonunda bilgisayar bilimi ve dilbilimi alanlarındaki ilerlemelerle birlikte şekillenmeye başlamıştır. Bu dönemde, insanların zihinsel süreçlerinin daha sistematik bir şekilde incelenmesi gerektiği düşüncesi ortaya çıkmıştır.

Kognitif devrim olarak adlandırılan bu dönemde, psikologlar, bireylerin nasıl düşündüğünü ve öğrendiğini anlamak için deneysel yöntemler ve teknolojiler geliştirmiştir. Jean Piaget ve Lev Vygotsky gibi isimler, bilişsel gelişim teorileriyle bu alana katkıda bulunmuşlardır. Ayrıca, Noam Chomsky'nin dil teorileri ve bilgi işleme modelleri de kognitif psikolojinin temellerinin atılmasında önemli bir rol oynamıştır.

Kognitif Yaklaşımın Temel Kavramları

Kognitif yaklaşım, zihinsel süreçlerin nasıl çalıştığını anlamaya yönelik birkaç anahtar kavramı içerir:

1. **Algılama**: Algılama, dış dünyadan gelen uyarıları işleyerek anlamlandırma sürecidir. İnsanlar, duyusal organları aracılığıyla dünyayı algılar ve bu algılar zihinsel temsillere dönüştürülür.

2. **Dikkat**: Dikkat, bireylerin çevrelerinden gelen uyarıları nasıl seçip, odaklanacaklarına karar verme sürecidir. İnsanlar, sadece belirli uyarıcılara odaklanarak diğerlerinden izole olurlar.

3. **Bellek**: Bellek, bilgiyi depolama, organize etme ve gerektiğinde hatırlama süreçlerini içerir. Kognitif psikolojide bellek, kısa süreli bellek, uzun süreli bellek ve çalışma belleği gibi farklı türlerle incelenir.

4. **Dil ve İletişim**: Dil, insanların çevreleriyle iletişim kurmalarını sağlayan bilişsel bir süreçtir. Kognitif psikoloji, dilin nasıl öğrenildiği ve kullanıldığı konusunda derinlemesine analizler yapar.

5. **Problem Çözme ve Karar Verme**: Kognitif psikoloji, insanların karşılaştıkları problemleri nasıl çözebileceğini ve hangi karar verme süreçlerinin devreye girdiğini inceler. Bu süreçler, sıklıkla mantık ve bilişsel haritalama içerir.

Kognitif Yaklaşımın Psikolojik Terapilerdeki Rolü

Kognitif yaklaşım, psikoterapi alanında da önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle Kognitif Davranışçı Terapi (CBT), bu yaklaşımın terapötik alandaki en yaygın örneğidir. CBT, bireylerin olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeyi ve sağlıklı düşünme stratejileri geliştirmeyi amaçlar. Bu terapi modeli, bireylerin zihinsel süreçlerini anlamalarına ve davranışlarını kontrol etmelerine yardımcı olur.

Kognitif terapinin temel prensibi, bireylerin duygusal sıkıntılarının çoğunun yanlış ve olumsuz düşünce biçimlerinden kaynaklandığıdır. Terapistler, bu düşünceleri sorgulayarak ve yeniden yapılandırarak, kişinin daha sağlıklı bir şekilde düşünmesini sağlamaya çalışır.

Kognitif Yaklaşım ve Eğitimdeki Uygulamaları

Kognitif yaklaşım, eğitim alanında da önemli bir etkiye sahiptir. Eğitim psikolojisi, öğrenme süreçlerini anlamak ve öğrencilere en verimli şekilde nasıl eğitim verileceğini keşfetmek için kognitif teorilerden yararlanır. Öğrenmenin temelinde, bilgiyi işleme ve anlamlandırma süreçlerinin yattığı kabul edilir. Öğretim stratejileri, öğrencilerin aktif düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirmeyi hedefler.

Bu yaklaşım, öğrenme materyallerinin nasıl sunulacağı, öğrencilerin dikkatini nasıl çekeceği ve bilgiyi nasıl kalıcı hale getirecekleri konusunda etkili bir rehberlik sunar. Ayrıca, öğrenciye uygun geri bildirim verilmesi ve öğrenme ortamının düzenlenmesi de kognitif teorilerin öğretilerine dayalıdır.

Kognitif Yaklaşımın Eleştirileri

Kognitif yaklaşım, büyük ölçüde insan zihninin işleyişini anlamada devrim yaratmış olsa da, bazı eleştiriler de almıştır. Birincisi, bu yaklaşımın insan zihnini çok mekanik bir sistem gibi ele almasıdır. İnsan beyninin karmaşık ve duygusal yönlerini yeterince incelememek, kognitif yaklaşımın sınırlamalarından biri olarak gösterilmektedir.

Bir diğer eleştiri ise, kognitif yaklaşımın, insan davranışlarını anlamada çevresel faktörleri ve sosyal bağlamı yeterince göz önünde bulundurmamasıdır. Davranışçılar ve psikoanalistler, insan davranışını sadece zihinsel süreçlere indirgemek yerine, çevresel etmenlerin ve toplumsal yapıların daha belirleyici olduğunu savunurlar.

Sonuç

Kognitif yaklaşım, insan zihninin nasıl çalıştığını anlamada devrim niteliğinde bir katkı sağlamış ve psikoloji alanında önemli bir paradigma değişikliğine yol açmıştır. İnsanların bilgi işleme, düşünme ve problem çözme süreçlerini derinlemesine inceleyen bu yaklaşım, hem psikoterapi hem de eğitim alanlarında etkili çözümler sunmuştur. Ancak, tıpkı diğer psikolojik yaklaşımlar gibi, kognitif yaklaşım da eleştirilere açıktır ve insan davranışını anlamada daha kapsamlı bir yaklaşım gereklidir. Yine de, bu alandaki araştırmalar, insan zihninin anlaşılmasında önemli bir kilometre taşıdır.