Pazartesi günü, Paris’in 11. bölgesinde bunaltıcı bir yaz günü, 43 yaşındaki şef Rose Chalalai Singh, yeni özel yemek alanı Rose Kitchen’a yemek pişirme aletleriyle dolu bir çantayı boşaltıyor. Mutfağın yenilenmesi hâlâ son aşamada ama Singh şöyle diyor: “Su ve gaz olduğu sürece her yerde yemek pişirebilirim.”
Bu tutum, mutfak dünyasındaki alışılmadık yolunda ona çok yardımcı oldu. 2009 yılında memleketi Bangkok’tan Paris’e taşındıktan sonra Marais’te Ya Lamaï adında küçük bir Tayland bakkalı açtı. Başlangıçta mağaza yalnızca birkaç paket servis seçeneği sunuyordu ancak müşteriler daha fazlasını ve oturacak bir yer istiyordu. Sonunda Ya Lamaï daha büyük bir alana taşındı ve profesyonel bir mutfakta hiç çalışmamış Singh’in yönetici şef olduğu tam teşekküllü bir restoran haline geldi. 2017 yılında catering işine odaklanmak için bu görevinden ayrıldı (Hermès ve bir dizi Parisli galeri müşteridir). Dört yıl sonra, tarihi Marché des Enfants Rouges pazar salonunda yer açıldığında, kısa sürede sanat ve moda ortamının favorisi haline gelen ev tarzı bir Tayland kafesi (aynı zamanda Rose Kitchen olarak da bilinir) açtı. Ancak Singh aralıksız programla boğuştu ve 18 ay sonra mağazayı kapattı. “Restoranlar artık bana göre değil çünkü seyahat etmeyi seviyorum” diyor.
Sakin bir blokta, asmalarla kaplı bir parke taşı üzerinde yer alan yeni mekanında, yalnızca davetle girilebilen etkinliklere odaklanacak, araştırma için bolca zaman ayıracak ve şu anda resim sergisindeki Boyalı seramiklere ev sahipliği yaptığı Mallorca gibi yerlere geziler düzenleyecek. 30 kişilik uzun ortak masa. Konuklar açık mutfağın yanı sıra zeytinyağı, ev yapımı reçeller ve rengarenk Japon masa örtüleri gibi bazıları satılık olan mutfak gereçleri ve malzemelerinin bulunduğu rafların manzarasını görebilirler. Üst katta Singh’in Japonya’dan çay ustalarını kabul ettiği çay törenleri için bir tatami odası var.
Singh’in yemekleri her zaman Tayland kökenli olsa da, çeşitli seyahatlerinden ilham alıyor: papaya salatasına limon otu ve defne yaprağıyla doldurulmuş beç tavuğu ve onun melez mantı mantısı eşlik edebilir. Ya da yemek ortağı şef Petra Lindbergh ile birlikte karides, hindistancevizi sütü ve demirhindiden oluşan bir Güney Hindistan körisi hazırlıyor. Ancak menüde ne olursa olsun, “Kendimden şüphe duymuyorum” diyor. “Ben sadece işimi yapıyorum.” Tek isteği misafirlerin aç gelmesi. “Bunu asla bir partiye dönüştürmeyiz” diyor. “Burası yemek yiyebileceğiniz bir yer.” Lauren Joseph
Fotoğraf asistanı: Elie Delpit
Bu tutum, mutfak dünyasındaki alışılmadık yolunda ona çok yardımcı oldu. 2009 yılında memleketi Bangkok’tan Paris’e taşındıktan sonra Marais’te Ya Lamaï adında küçük bir Tayland bakkalı açtı. Başlangıçta mağaza yalnızca birkaç paket servis seçeneği sunuyordu ancak müşteriler daha fazlasını ve oturacak bir yer istiyordu. Sonunda Ya Lamaï daha büyük bir alana taşındı ve profesyonel bir mutfakta hiç çalışmamış Singh’in yönetici şef olduğu tam teşekküllü bir restoran haline geldi. 2017 yılında catering işine odaklanmak için bu görevinden ayrıldı (Hermès ve bir dizi Parisli galeri müşteridir). Dört yıl sonra, tarihi Marché des Enfants Rouges pazar salonunda yer açıldığında, kısa sürede sanat ve moda ortamının favorisi haline gelen ev tarzı bir Tayland kafesi (aynı zamanda Rose Kitchen olarak da bilinir) açtı. Ancak Singh aralıksız programla boğuştu ve 18 ay sonra mağazayı kapattı. “Restoranlar artık bana göre değil çünkü seyahat etmeyi seviyorum” diyor.
Sakin bir blokta, asmalarla kaplı bir parke taşı üzerinde yer alan yeni mekanında, yalnızca davetle girilebilen etkinliklere odaklanacak, araştırma için bolca zaman ayıracak ve şu anda resim sergisindeki Boyalı seramiklere ev sahipliği yaptığı Mallorca gibi yerlere geziler düzenleyecek. 30 kişilik uzun ortak masa. Konuklar açık mutfağın yanı sıra zeytinyağı, ev yapımı reçeller ve rengarenk Japon masa örtüleri gibi bazıları satılık olan mutfak gereçleri ve malzemelerinin bulunduğu rafların manzarasını görebilirler. Üst katta Singh’in Japonya’dan çay ustalarını kabul ettiği çay törenleri için bir tatami odası var.
Singh’in yemekleri her zaman Tayland kökenli olsa da, çeşitli seyahatlerinden ilham alıyor: papaya salatasına limon otu ve defne yaprağıyla doldurulmuş beç tavuğu ve onun melez mantı mantısı eşlik edebilir. Ya da yemek ortağı şef Petra Lindbergh ile birlikte karides, hindistancevizi sütü ve demirhindiden oluşan bir Güney Hindistan körisi hazırlıyor. Ancak menüde ne olursa olsun, “Kendimden şüphe duymuyorum” diyor. “Ben sadece işimi yapıyorum.” Tek isteği misafirlerin aç gelmesi. “Bunu asla bir partiye dönüştürmeyiz” diyor. “Burası yemek yiyebileceğiniz bir yer.” Lauren Joseph
Fotoğraf asistanı: Elie Delpit