Çıkar Ne Demek Tdk ?

Simge

Yeni Üye
“Çıkar” Ne Demek TDK? Kavramın Karanlık Yüzü

Arkadaşlar, bu başlığı açmamın nedeni basit: TDK’nin “çıkar” kelimesine verdiği tanım beni rahatsız ediyor. Hani sözlük, kelimenin nötr bir açıklamasını yapar ya, TDK’da “çıkar” için “yarar, fayda, menfaat” gibi ifadeler var. Kağıt üzerinde masum gibi duran bu tanım, aslında toplumsal pratikte bambaşka bir yere evriliyor. Çıkar kelimesi bizde öylesine negatif bir yüke sahip ki, neredeyse birini “çıkarcı” diye etiketlediğinizde o kişi tüm güvenilirliğini kaybediyor. Peki ama neden? TDK’nin tanımı eksik mi? Yoksa toplum, kelimenin önüne geçti de başka bir anlam mı yükledi? İşte asıl tartışmak istediğim nokta bu.

TDK’nin Steril Tanımı vs. Sokaktaki Gerçeklik

TDK “çıkar”ı sterilize ederek yalnızca “yarar” boyutuna indiriyor. Ama sokağa çıkıp insanlara “çıkar” deyin, alacağınız cevap büyük ihtimalle “kendi menfaatini gözetmek, bencilce davranmak” olacak. Burada ciddi bir boşluk var. Çünkü kelimenin sözlük tanımı ile gündelik algısı arasında uçurum bulunuyor. Bu uçurum sadece dilbilimsel değil, kültürel de bir problem. Bir dil kurumu, toplumsal algıyı göz ardı edip sadece “kitabi” tanım vermeli mi? Yoksa halkın gerçek kullanımını da dikkate almak zorunda mı?

“Çıkar”ın İyi mi Kötü mü Olduğu Meselesi

İşte burada işin içine stratejik bakış açıları ve empatik yaklaşımlar giriyor. Erkeklerin genelde daha stratejik düşündüğünü varsayarsak onlar için “çıkar” kavramı çoğu zaman nötrdür. Yani bir iş ilişkisinde herkesin çıkarı vardır, kimse boşuna emek harcamaz. Bir proje yapılacaksa, iki taraf da “benim ne çıkarım var?” diye sorar. Bu kötü değildir, aksine sistemin çalışabilmesi için gereklidir.

Kadınların empati odaklı yaklaşımında ise “çıkar” daha çok duygusal ilişkilerde bir kırılma noktasıdır. Bir insanın yanında sadece “çıkar” için bulunması, güveni yerle bir eder. Empatik gözle bakıldığında çıkar, sevgi ve sadakati zehirleyen bir unsurdur.

Şimdi mesele şu: TDK’nin tanımı bu iki farklı yaklaşımı yok sayıyor. Halbuki sözlük, toplumdaki pozitif ve negatif çağrışımları birlikte açıklasa daha gerçekçi olmaz mıydı?

Çıkarcılık Neden Bu Kadar Kötüleniyor?

Biraz provokatif olacak ama soruyorum: Hepimiz çıkar peşindeysek, neden çıkarcılığı bu kadar lanetliyoruz? İş bulurken maaşı, evlenirken güveni, arkadaşlıkta dayanışmayı düşünmüyor muyuz? Bunlar çıkar değil de ne? Çıkarın kötülenmesi biraz da toplumun samimiyetsizliğinden kaynaklanıyor olabilir mi? Yani “benim çıkarım haklıdır, seninki çıkarcılık” gibi ikiyüzlü bir yaklaşım var ortada.

TDK’nin tanımı bu ikiyüzlülüğü perdeleyen bir işlev görüyor olabilir. Çünkü sadece “yarar, fayda” deyip işin toplumsal çatışma boyutunu es geçmek, kavramın gerçek hayattaki keskinliğini törpülüyor.

Dil mi Toplumu Şekillendirir, Toplum mu Dili?

Burada dil felsefesine de girmek lazım. Eğer TDK kelimeleri “temiz” tanımlarla sınırlandırırsa, toplumda kelimenin sert yanını konuşamaz hale geliyoruz. Bu da aslında dil üzerinden bir denetim mekanizması kurmak anlamına geliyor. Sizce bu masum mu? Yoksa TDK bilerek mi kavramları nötrleştiriyor?

Bir başka bakış açısı da şu: Belki de TDK’nin tanımı yanlış değil, ama eksik. Yani evet, çıkar “yarar, menfaat”tir. Ama aynı zamanda “bencillik, çıkarcılık” gibi sosyal yargıları da doğurur. Peki neden bu ikinci kısım tanıma dahil edilmez? “Tarafsızlık” bahanesiyle mi, yoksa toplumsal gerçeklerden kopuk bir “akademik sterilizasyon” yüzünden mi?

Forumdaşlara Sorular: Provokatif Tartışma Çağrısı

1. Sizce herkesin çıkarı olduğu gerçeğini kabul edersek, “çıkarcılık” suçlaması ne kadar geçerlidir?

2. TDK’nin steril tanımı sizce halkın dilini yansıtmıyor mu? Bu, bir kurum için büyük bir eksiklik değil mi?

3. “Çıkar” kavramını erkeklerin stratejik, kadınların empatik açıdan farklı yorumlaması sizce toplumsal cinsiyet rollerini yeniden mi üretiyor, yoksa doğal bir farklılık mı?

4. Çıkar kelimesinin olumsuz çağrışımını yok saymak, toplumun kendisiyle yüzleşmesini engellemiyor mu?

Sonuç Yerine: Çıkarın Çıkarı

Özetle arkadaşlar, TDK’nin tanımı bana göre fazlasıyla yetersiz. “Çıkar” kelimesi hayatımızda öylesine merkezî ki, sadece “yarar, menfaat” deyip geçmek kelimenin toplumsal patlayıcı etkisini görmezden gelmek demektir. Erkeklerin stratejik dünyasında çıkar bir matematik hesabıdır; kadınların empatik evreninde ise bir sadakat testi. TDK bu farklılıkları yok saydığında, geriye steril ama işlevsiz bir tanım kalıyor.

O halde soruyorum: Sizce TDK’nin tanımıyla yetinmeli miyiz, yoksa çıkar kavramının gerçek yüzünü de tartışmaya açmalı mıyız?

Bu başlık altında samimi ve sert tartışmalar görmek istiyorum. Kendi çıkarınızı düşünmeden cevap verin bakalım: “Çıkar” sizin için nedir?