Khaled Hosseini – Ve Dağlar Yankılandı

Sevilay

Yeni Üye
Khaled Hosseini Ve Dağlar Yankılandı kitabı, yayınlandığı 2013 yılından bu yana çok satan kitaplar listelerinden hiç düşmedi. 424 sayfadan oluşan Ve Dağlar Yankılandı kitabının orjinal adı And the Mountains Echoed’dir. Ve Dağlar Yankılandı kitabının çevirmeni Püren Özgören, çıktığı yayınevi ise Everest Yayınları’dır.
Bin Muhteşem Güneş ve Uçurtma Avcısı kitapları ile tanıdığımız yazar Khaled Hosseini, bu kitabıyla yazarlık kariyerinde adeta bir devrim yaratmıştır.
KHALED HOSSEİNİ VE DAĞLAR YANKILANDI İNCELEME
Khaled Hosseini’nin hikayelerinin çoğunda az ya da çok benzer öğeleri görebiliriz. Afganistan’da savaş öncesi dönemde başlayan hikayelerde, masum çocukları görürüz sık sık. Daha sonra bir istila olur ve insanlar birbirinden ayrılır, aileler parçalanır, bağlar kopar. İlerleyen bölümlerde bir birleşme olsa da hayatın adaletsizliklerini tüm kitap boyunca görebiliriz.

Khaled Hosseini, ne anlatacağını, nasıl anlatacağını çok iyi bilen bir yazar. Ustalıkla kullandığı kelimelerde sevinci, ayrıklık acısını, kıskançlık duygusunu, arkadaşlığı ve sorumluluğu derinden yaşarsınız. Kimi çevrelerde Halit Hüseyni olarak bilinen yazar, Ve Dağlar Yankılandı romanında Afganistan’dan farklı ülkelere yayılan bir yaşam öyküsünü konu alıyor.

Khaled Hosseini Ve Dağlar Yankılandı

Ve Dağlar Yankılandı romanının kahramanları, Abdullah ve Peri isminde iki çocuktur. Yoksul bir ailede yaşayan kardeşler, tüm eksikliklerine rağmen oldukça mutlu bir hayat sürerler. Annesi Peri’yi doğururken çok fazla kan kaybettiği için ölmüştür. Babası iki çocuğuna tek başına bakamayacağını anlayınca başka bir kadınla evlenir. Evlerine üvey anne girdikten sonra hayatları değişen çocukların mutlulukları da son bulur.

Üvey annelerinin kardeşi, varlıklı fakat çocukları olmayan bir çiftin yanında çalışır. Peri, bu çifte evlatlık olarak verilir. 8 yaşındaki abisi Abdullah bu ayrılığı hiç istemez ve karşı gelmeye çalışır fakat çok küçük olduğu için Peri’nin gidişine engel olamaz. Ayrılığın üstüne bir de Peri ile görüşmesi yasaklanır. Abdullah’ın Peri’yi görebilmek için tek şansı olan üvey dayısını da görmesine izin verilmez.

Peri, gittiği çiftin yanındayken üvey babası hastalanır ve tedavi için Paris’e gitmek zorunda kalırlar. Tedavi boyunca Peri evde yalnız kaldığı için derslerine yoğunlaşır ve eski ailesini zamanla unutmaya başlar. İlerleyen yıllarda üvey annesi geçirdiği bir kazada ölür. Annesinin eşyalarını karıştıran Peri’nin gözüne bir sağlık raporu çarpar. Bu raporda annesinin rahmini aldırdığı yazılıdır. Peri, böylelikle evlatlık olduğunu anlar ve büyük bir şok yaşar. Geçmişini araştırmaya başlar ama hamile olduğu için fazla bir şey yapamaz. Bir gün yanlarında çalışan hizmetlilerden biri ölür, ölen kişi, onu evlatlık olarak veren dayısı Nebi’dir. Nebi, Peri’ye bir mektup yazmıştır. Bu mektupta tüm gerçekler yazılıdır.

Abdullah’a ulaşmak için doğduğu yere giden Peri, abisini bulamaz. Abdullah geçen sürede evlenip bir çocuk sahibi olmuştur. Kızına ise Peri ismini vermiştir. Uzun uğraşlardan sonra abisini bulan Peri, onu hasta ve tanınmayacak bir şekilde bulur.