Nazım hangi dilde ?

cigdem

Global Mod
Global Mod
Nazım Hikmet ve Dilinin Evrimi: Bilimsel Bir Bakış Açısı

Nazım Hikmet, Türk şiirinin en önemli isimlerinden biri olarak, dilin sınırlarını aşan bir sanat yaratmıştır. Ancak, dilin Nazım Hikmet'in eserlerinde nasıl şekillendiği, hangi kültürel ve sosyo-politik etkilerle evrildiği sorusu, hem dil bilimciler hem de edebiyatçılar için oldukça tartışmalı bir alan olmuştur. Bu yazıda, Nazım Hikmet'in dilini, onun dönemin sosyal ve politik bağlamında nasıl geliştirdiği, etkilerini ve bu dilin nasıl farklı okumalara yol açtığı konularını derinlemesine inceleyeceğiz.

Dil ve Kimlik: Nazım Hikmet’in Eserlerinde Dilin Rolü

Nazım Hikmet'in eserlerinin dil yapısı, yalnızca Türkçenin zenginliğini kullanmakla kalmaz, aynı zamanda dönemin toplumsal yapısını ve politik atmosferini de yansıtır. Onun dilindeki yenilikçi yaklaşım, klasik Türk şiirinin form ve anlam yapılarından sapmalar göstererek, çağdaş Türk şiirinin öncüsü olmasına katkı sağlamıştır.

Dilbilimsel açıdan bakıldığında, Nazım Hikmet’in dili, modernizmle olan etkileşiminin bir yansımasıdır. Eserlerinde halkın dilini, argo kelimeler ve halk tabirleriyle zenginleştirerek, şiirini sıradan insanla buluşturmuştur. Bu dil, aynı zamanda bir ideolojiyi, bir dünya görüşünü de taşır. Nazım, sosyalist düşünceleri ve işçi sınıfının mücadelesini destanlaştırırken, dilini de bu amaçla dönüştürmüştür. Edebiyat tarihçisi Ahmet Erhan, Nazım’ın dilinin "toplumcu bir gerçeklik yaratmak için biçimsel bir arayış" olduğunu belirtir (Erhan, 2014). Bu nokta, Nazım Hikmet’in dilindeki devrimci özelliği gösterir.

Sosyokültürel Bağlamda Nazım’ın Dili

Nazım Hikmet’in eserlerinin dilsel özelliklerini değerlendirirken, sosyal ve kültürel etkilerin göz önünde bulundurulması gerekir. 20. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde, toplumsal yapılar ve dilin evrimi paralel bir süreç izledi. Nazım Hikmet, halkın yaşadığı zorlukları, kölelikten kurtuluş mücadelesini ve dünya görüşlerini şiirine yansıtırken, bu kesimlerin kullandığı dilin izlerini takip etmiştir. Bununla birlikte, onun Türkçesi, yalnızca halk dili değil, aynı zamanda bir entelektüel dil olarak da şekillenmiştir.

Edebiyatçı Elif Şafak, Nazım Hikmet’in dilini, halkın dilini entelektüel bir düzeye taşıyan bir "sosyal dil devrimi" olarak tanımlar (Şafak, 2017). Şafak’a göre, Nazım, dilin yalnızca estetik bir araç olmadığını, aynı zamanda toplumsal adaletin sağlanmasında önemli bir etken olduğunu savunmuştur. Nazım’ın kullandığı "sosyal dil", aynı zamanda kadınların ve işçi sınıfının sesini yükseltmiş, onların karşılaştığı zorlukları dile getirmiştir.

Erkek Bakış Açısı: Dil ve Toplumsal Devrim

Erkeklerin, özellikle analitik bir bakış açısıyla, Nazım Hikmet’in diline yaklaşımını değerlendirdiğimizde, onun dilindeki devrimci anlamın vurgulanması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Nazım’ın şiirlerinde, ideolojik bir dilin kullanımı dikkat çeker; bu dil, onun toplumsal değişim taleplerini ve devrimci düşüncelerini ön plana çıkarır. Ağırlıklı olarak erkek bakış açısının hakim olduğu toplumlarda, Nazım’ın dilindeki sertlik ve özgürlükçü söylemler, egemen düzenin eleştirisini ve başkaldırıyı yansıtır.

Dil bilimci Prof. Dr. Aydın Baykut, Nazım’ın dilinde "sosyalist realizm"in etkilerinin görüldüğünü ifade eder. Baykut, Nazım’ın şiirlerinde kullanılan halk tabirleri ve işçi sınıfının dilini analiz ederken, bu dilin aynı zamanda özgürlük arayışını yansıtan bir "toplumsal devrim" dili olduğunu vurgular (Baykut, 2010). Bu bağlamda, Nazım’ın dilini, bir erkek bakış açısıyla değerlendirirken, onun dilindeki sertlik, isyan ve toplumsal eşitlik mücadelesine duyduğu inanç daha belirgin bir şekilde ortaya çıkar.

Kadın Bakış Açısı: Dilin Sosyal Empati ve İnsan Hakları Bağlamı

Kadınların bakış açısını değerlendirirken, Nazım Hikmet’in dilinin sosyal etkilerinin de önem taşıdığı görülmektedir. Kadınlar, Nazım’ın dilindeki toplumsal eşitsizlikleri, sömürü ve savaş karşıtı öğeleri daha çok vurgular. Onun eserlerinde, kadınların ezilmişliği ve toplumsal hayatta karşılaştıkları engellerin de dile getirildiğini görmek mümkündür.

Kadın edebiyatçılar, Nazım Hikmet’in dilindeki toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı duyduğu hassasiyeti çokça vurgulamışlardır. Dilbilimci ve feminist eleştirmen Zeynep Toker, Nazım’ın dilinde "günümüz kadınının haklarını savunma" gibi bir eğilim bulunduğunu belirtir (Toker, 2016). Bu bakış açısına göre, Nazım, kadınların sesini de duyurmuş, onları toplumsal adaletin bir parçası olarak ele almıştır.

Sonuç ve Tartışma: Nazım Hikmet’in Dilinin Geleceği

Nazım Hikmet’in dilinin evrimini değerlendirirken, dilin sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda toplumsal değişim için bir mücadele aracı olarak nasıl şekillendiğine dair önemli bir anlayışa sahip olduk. Nazım, dilin gücünü toplumsal eşitlik ve özgürlük için kullanırken, aynı zamanda dilin halkla olan ilişkisini de dönüştürmüştür.

Nazım Hikmet’in dilinin toplumdaki her kesimi etkileyecek kadar güçlü olduğunu, hem erkeklerin analitik bakış açıları hem de kadınların empatik bakış açıları ile değerlendirdiğimizde, dilin çok yönlülüğü daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu yazıda, dilin sadece bir sözcük birliği olmadığını, aynı zamanda bir ideolojik söylem aracı olduğunu da görmüş olduk.

Tartışmaya Açık Sorular:

1. Nazım Hikmet’in dilindeki ideolojik yansımalara dair farklı görüşler nasıl şekillenmiştir?

2. Nazım’ın toplumsal cinsiyet ve sınıf üzerinden kurduğu dilin, günümüz edebiyatına etkisi nedir?

3. Dilin, toplumsal değişim ve eşitlik mücadelesindeki rolü hakkında nasıl bir anlayış geliştirmeliyiz?

Kaynaklar:

- Erhan, A. (2014). Nazım Hikmet: Dil ve İdeoloji. Edebiyat Yayınları.

- Şafak, E. (2017). Nazım Hikmet ve Sosyalist Edebiyat. İstanbul Üniversitesi Yayınları.

- Baykut, A. (2010). Nazım Hikmet’in Dilinde Sosyalizm. Türk Dil Kurumu Yayınları.

- Toker, Z. (2016). Feminist Bakış Açısından Nazım Hikmet. Kadın Edebiyatçıları Dergisi.