Orhan Veli Kanık – Bütün Şiirleri

Seksenler

Yeni Üye
Orhan Veli Kanık.. Benim için yeri apayrı bir isim. En sevdiğim, en çok şiirini ezberlediğim ve en çok okuduğum şairdir kendisi.. Yıllar önce öğrenciyken, “bu adamı bu kadar seviyorum da niye hiçbir kitabı bende yok” diye düşünüp sahaflara uğramış ve Orhan Veli Kanık Bütün Şiirleri kitabının eski baskılarından birini almıştım. (Şu an sayfaları dökülüyor) Ezberlediğim şiirleri tekrar okumuş, hiç bilmediklerimi öğrenmiş ve Orhan Veli’nin benim için yeni, onun için çoktan bitmiş dünyasına dalıvermiştim.

Anlatamıyorum, İstanbul’u Dinliyorum, Gözlerim Kapalı, Güzel Havalar, Bedava, Cımbızlı Şiir, Birdenbire.. Anlatamıyorum, şairin ilk öğrendiğim şiiri. Onlarca, yüzlerce kez tekrarlamış, yetmemiş zihnimde yinelemişim mısraları..

ORHAN VELİ KANIK – BÜTÜN ŞİİRLERİ
Bendeki baskı, “Orhan Veli’nin kitaplarına girmeyen şiirler”le başlıyor. Eski Biçimli Olanlar diye bir başlık atılmış bu kısma. İlk şiir Gün Doğuyor;

Dili çözülüyor gecelerin

Gölgeler kaçışıyor derinde

Alıp sihrini bilmecelerin

Gün doğuyor şehrin üzerine

(Nisan 1936 / Varlık)



Diye devam ediyor dizeler. Daha sonra Oaristys, Ebabil, Düşüncelerimin Başucunda, Eldorado ve Ave Maria gibi şiirlerini görüyorum kitapta. Bu şiirler 1936 ve 1937 yıllarında Varlık Dergisi’nde yayınlanmış.

İkinci kısımda Yeni Biçimli Olanlar diye bir başlık atılmış. Bunların ilki Pazar Akşamları şiiri;

Şimdi kılıksızım; fakat

Borçlarımı ödedikten sonra

İhtimal bir kat da yeni esvabım olacak

Ve ihtimal sen

Yine beni sevmeyeceksin.



Bununla beraber pazar akşamları

Sizin mahalleden geçerken,

Süslenmiş olarak,

Zannediyor musun ki ben de sana

Şimdiki kadar kıymet vereceğim?

(Ağustos 1937 / Varlık)

Bu satırları okuyup da gülümsememek elde mi? Nasıl bir içtenlikle yazılmış, nasıl da tatlı bir sitem var..

Orhan Veli Kanık Bütün Şiirleri

Bu şiiri Yolculuk, Sicilyalı Balıkçı, Saka Kuşu, Edith Almera, Bebek Suite’i, Montör Sabri, Oktay’a Mektuplar, Quantitatif, Ali Rıza ile Ahmet’in Hikayesi, Ben Orhan Veli ve Hardalname gibi şiirler takip ediyor. Ardından Garip başlıyor.

GARİP
İkinci basımı 1945 yılında yapılmış. Garip için yazdığı önsöz birkaç sayfa sürüyor. Bu bölümde sanatı ve şiire ne kadar değer verdiğini anlatıyor şair. Yalnızlığı ne kadar sevdiğini ve ona ne kadar alıştığını anlatırken aynı duyguları okuyana da aktarmayı büyük bir ustalıkla başarıyor. Daha sonra Netice geliyor.

Gemliğe doğru

Denizi göreceksin

Sakın şaşırma

(İnkılapçı Gençlik, 17.10.1942)

En sevdiklerimden birini yazmasam olmaz.

Sevdaya Mı Tutuldum?

Benim de mi düşüncelerim olacaktı,

Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,

Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?

Çok sevdiğim salatayı bile

Aramaz mı olacaktım?

Ben böyle mi olacaktım?

(Nisan 1939 / Varlık)

Karmakarışık, Anlatamıyorum, Güzel Havalar ve Gemilerim gibi unutulmaz şiirler yine bu bölümde bulunuyor. Ardından Vazgeçemediğim diye bir bölüm başlıyor, başı da şöyle;

Deli eder insanı bu dünya;

Bu gece, bu yıldızlar, bu koku,

Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç.

Daha sonra Destan Gibi kısmı başlıyor. Bu bölümde sadece Yol Türküleri var. Bir sonraki bölüm olan Yenisi’de Tahattur, Şanolu Şiir, Sereserpe ve Kapalı Çarşı gibi şiirler var. Daha sonra Karşı’ya geçiyoruz. Burada Gün Olur, İstanbul’u Dinliyorum, Hürriyete Doğru, Galata Köprüsü ve Bedava’nın yer aldığı şiirler var.

Bedava yaşıyoruz, bedava

Hava bedava, bulut bedava

Dere tepe bedava,

Yağmur çamur bedava,

Otomobillerin dışı,

Sinemaların kapısı,

Camekanlar bedava,

Peynir ekmek değil ama

Acı su bedava,

Kelle fiyatına hürriyet,

Esirli bedava,

Bedava yaşıyoruz, bedava.

(Yaprak, 15.04.1949)

Son kısımda Son Şiirler var. Dalga, Cevap, Birdenbire, Gelirli Şiir ve Delikli Şiir bulunuyor.