YAĞSAN MI YAĞMASAN MI?

İstanbullu

Yeni Üye
Romantik aşıklardan değilim, hiçbir zaman o moda giremedim. Öyle yağmurda el ele tutuşalım, sırılsıklam olalım, sonra üstümüz ıslakken sarılalım modları bana hiçbir zaman çekici gelmedi. Ben balkonumdan izlerim yağmuru. Çayımı ya da kahvemi alır, ıslanmayan bir köşeye çekilir, sakin sakin dinlerim damlaların düşüşünü. Geceki yağmur pek huzur vermese de duyularımı canlandırdığı bir gerçek. Dakika geçmeden çakan şimşekler, aydınlanan ortalık, gecenin 2’sine rağmen balkonlardaki meraklı bakışlar beni bir türlü uyutmadı.

BU ADAMLAR HİÇ Mİ DURMUYOR?
Hala yağıyor, balkonumda hala ıslanmayan köşeler var ve ben çayımı almış sokaktaki kağıt toplayıcılarını izliyorum hayretle. Bu adamlar hiç yılmıyor. Havanın değişmesi onlar için hiçbir şey ifade etmiyor. Tüm günleri sokakta geçen bu insanlar, sırtlarında koca arabaları ile yokuş demeden, toprak demeden tüm şehri dolaşıyorlar. Acaba her birinin ayrı bir bölgesi var mıdır? Sen şu sokağa giremezsin ya da bu semtteki tüm çöplükler benim, kimse oradan tek kağıt dahi alamaz diyenler var mıdır? Vardır bence, onlar da aralarında bir hiyerarşi kurmuşlardır elbette.



BUGÜN ÇOK KASVETLİ
Kapalı hava, dinmiyor yağmur. Pek bir kasvetlisin İstanbul! Karşımda dağlar görmeye alıştığım şehirden uzakta, her yeri binalarla dolu tepelerinde gördüğüm şey, binlerce farklı hayat. Susmayan araba sesleri, koşturan insanlar, telaş içinde bir hava. Ve sen yağmur, bu havayı da ağırlaştırıyorsun! Huzur vermiyorsun bana şu anda, günün bu saatinde sadece telaş var, dinginlikten eser yok.